Normalde, Gıdalarla Aldığımız Şeker, Ekmek, Makarna, Pilav Sonrasında Şeker Hücre Kapısına Kadar Taşınır, İnsülin Denilen Hormon Sayesinde Hücre İçine Girer, Enerjiye Dönüşür. Genetik Olarak Diyabet Gelişimine Eğilim Mevcutsa Ve Egzersiz Azlığı, Düzensiz Beslenme Gibi Tamamlayıcı Faktörler Varsa, Şeker Hücre İçine Girmekte Zorlanır. Bu Duruma İnsülin Direnci Denir.
Vücut gelişen bu direnci aşabilmek, şekeri hücre içine sokabilmek için, olması gerekenden daha fazla insülin salgılamaya başlar. Daha fazla salgılanan insulin sayesinde, yemeklerden veya karbonhidratlı bir gıdanın alımından hemen sonra şeker düzeyi normal sınırların altında kalır. Ne kadar fazla karbonhidrat alınırsa, o kadar daha fazla insulin salgılanır.
Hipoglisemi Belirtileri
Hafif Hipoglisemiler
- Halsizlik, yorgunluk, uyuşukluk
- Baş ağrısı, unutkanlık, depresif ruh hali
- Sinirlilik, alınganlık, çarpıntı, terleme
- Açlık hissi, bulantı
Orta Hipoglisemiler
- Uyku isteği, ağır bitkinlik
- Görme sorunları, odaklanma güçlüğü
- Dikkat kaybı, ani hiddetlenmeler
- Saldırgan yemek tüketimi
Ağır Hipoglisemiler
- Elleri ayakları yönetmede güçlük
- Bellekte kayıp, bilinç bulanıklığı
- Kasılmalar, sara nöbetleri, konuşma kaybı
- Koma
Reaktif hipoglisemi ya da hiperinsülinemi, şeker hastalığının ortaya çıkmasından 10-15 yıl önce ilk ortaya çıkan bulgudur. Kandaki insülin düzeyinin normalden uzun süre ve normalden fazla şiddette yüksek olması anlamına gelir. Fazla insülin kan şekerini normaden fazla düşürür ve açlık atakları oluşturur. Toplumda oldukça sık görülen bir sağlık problemi olmakla birlikte yeterince tanınmamaktadır. Çoğunlukla insülin salgılanmasındaki bozukluktan kaynaklanmakla beraber, tiroid ve böbreküstü bezlerin salgıladığı hormon salınımının az veya çokluğu da sebep olabilmektedir.
Reaktif Hipoglisemi yaşayan kişilerde ortak özellik, beslenme saatlerindeki düzensizlik, uzun süren açlık dönemleri ve sonrasında glisemik yükü yüksek gıda alımıyla, 2-3 saat sonra yaşanan hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) periyotlarıdır.
Hipoglisemi esnasında kişilerde ani terleme, halsizlik, çarpıntı, bulantı, tatlı yeme isteği, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü ve uykuya meğil oluşur. Bu bulgular karbonhidrat içeren gıda alımıyla son bulur. Besin alımını takiben insülin salgılanır, kanda yüksek düzeyde kalan insülin şeker düşüklüğüne sebep olup, tekrar tatlı krizi ortaya çıkar. Geceleri reçel gibi kan şekerini hızlı yükselten yiyeceklere istek artar. Yaşanan bu kısır döngü de kişilerde obeziteye (şişmanlık) yol açar. Tanısı konmadıkça kilo verilmesi zordur. Açlıkla tedavi edilemez. Yetersiz sıklıkta öğünlerle yapılan kilo verme amaçlı diyet uygulamaları başarısız olur.
Bu sorunu olan kişiler özellikle yemek yedikten sonra sık sık acıkırlar. Çikolata ve tatlı krizleri olur. İnsülin salgılama bozukluğu nedeniyle yemekten sonra acıkma atakları 2.5-3 saate düşmüştür.
Özellikle karbonhidrat içeren (şeker ve unlu mamuller) zengin bir yemek yedikten 2-3 saat sonra veya uzun süren bir açlığı takiben kan şekerinin düşmesi sonucu yaşanan aşırı terleme, çarpıntı, ellerde titreme, konsantrasyon kaybı, sinirlilik, bulantı, aşırı acıkma hissi oluşur. Bu yakınmalar karbonhidrat alımından hemen sonra düzelir. Tiroid ve böbreküstü bezlerinde üretilen hormonların fazlalığında veya yetersizliğinde reaktif hipoglisemi bulguları görülebilir.
Şeker yükleme testi yapmadan önceki 3 günlük dönem süresince şeker metabolizmasını etkileyecek doğum kontrol hapları, kortizon, bazı tansiyon düşürücüler, kortizon gibi ilaçlar alınmamalıdırlar. Bunun dışında herhangi bir kısıtlayıcı perhiz yapılmamasıdır. Karbonhidrattan daha zengin gıda alınması gereken bu 3 günlük sürede ekmek, hamurişleri ve tatlılar serbest olarak yenilir. Bu dönem süresince eğer yapılıyorsa bir egzersiz programına ara verilmesi gerekliliğidir. Akşam saat 21.00’den sonra, uyuyana kadar hiçbir şey yenilmemeli, yalnızca su içilmelidir. Sigara, çay-kahve gibi gıdalar alınmamalıdır. Ertesi sabah hiçbir şey yenilip içilmeden test başlar. İlk 2 saat boyunca her yarım saatte bir kan örneği alınır. 2 saat boyunca kişi gezmemeli hep oturmalıdır. Şeker yükleme testi sadece varolan bir tablonun ortaya çıkmasını sağlar. Test sırasındaki en fazla yakınmalardan biri bulantı-kusma şikayetleridir. Toplam şeker 3 bardak suda eritilip, bir miktar limon sıkıldığında böyle bir sorun gelişmeyecektir. Önlem alınmadığında vakaların üçte birinde belirgin şeker geliştiği için gizli şeker dikkate alınması gereken bir sorundur. Bu süreç kalp damar hastalıklarının en sık görünmeye başladığı dönemin başlangıcıdır. Gizli şekerin iki tedavi yöntemi vardır: Yaşam biçimi değişikliği ve ilaç tedavisi. Yaşam biçimi değişikliği, yani beslenmenin düzenlenmesi ve egzersiz başarı oranı çok yüksek bir tedavi şeklidir. Etkin bir şekilde uygulandığında kişilerin üçte ikisinde gizli şeker tablosu normale döner.
Bazı Besinlerin Glisemik İndeks Değerleri
- Süt, tam 39
- Barbunya 42
- Mercimek, yeşil 45
- Süt, yağsız 46
- Muz, olgunlaşmamış 51
- Elma 52
- Kuru fasulye 54
- Domates 54
- Elma suyu 58
- Spagetti, beyaz 59
- Portakal 62
- Makarna 64
- Çavdar ekmeği 71
- Barbunya 74
- Portakal suyu 74
- Kivi 75
- Tatlı patates 77
- Patlamış mısır 79
- Mango 80
- Müsli 80
- Muz 82
- Bisküvi 90
- Çavdar ekmeği unu 92
- Buğday krakeri 99
- Beyaz ekmek 101
- Bal 104
- Patates kızarması 107
- Mısır gevreği 119
- Patates 121
- Pirinç 128