Gebelik ve Tiroid Hastalıkları

Gebelik Öncesi Tiroid Hastalıklarının Belirlenmesi İle Gebelik Boyunca Anne Ve Bebek(ler) Takip Edilerek Düşük, Erken Doğum Ve Düşük Ağırlıklı Bebek Doğma İhtimali Azaltılabilir.

Gebelik sonrasındaki ilk yıl içinde tüm doğum yapmış kadınların % 7 sinde tiroid bozulukları belirlenmektedir. Bu kadınların % 30 unda 10 yil içinde kalıcı tiroid yetersizliği gelişir. Gebelik sonrası mutlaka tiroid testleri kontrol edilmelidir. Gebelik tiroid bezinin fonksiyonlarını değiştiren bir etkiye sahiptir ve hafif iyot eksikliği olan gebelerde gebelik sırasında tiroid volümünün ortalama %30 arttığı saptanmıştır. Bu artış gebelerin %20’sinde guatr ortaya çıkartacak boyutlardadır. Gebelerde tiroid volümü artışı iyot eksikliği ile doğru orantılıdır. İyot eksikliği olan bölgelerde gebeliğin katkısı daha da fazladır. Bu nedenle nodüler guatr nedeniyle tedavi altındaki hastalar gebe kalınca tedavisi kesilmemelidir. 6-8 haftada bir TSH izlemi ile gerekirse doz %25-50 oranında artırılmalıdır. Tedavi kesilecekse tedrici olarak doz azaltımı ile kesilmelidir.

Ailesinde tiroid hastalığı, şeker hastalığı ve guatr olan gebe kadınlarda tiroid hastalığı riski daha fazladır. Gebelik öncesi şeker hastalığı olan veya kanında anti-TPO antikoru yüksek olan veya daha önce tiroid hastalığı geçiren kadınlarda da bu risk çok yüksektir. Önceden düşük yapan kadınlarda da tiroid hormon tetkikleri gebelik süresince iyi takip edilmelidir. Gebelikte tiroid bezinin fazla çalışma hastalığı her 100 gebeden birisinde ortaya çıkar. Gebe kalmadan önce ve gebeliğin 10-12 nci haftalarında mutlaka TSH–Reseptör antikor ölçümü yaptırılmalıdır. Bu antikor yüksek olursa anne karnındaki bebekte tiroid bezi fazla çalışabilir ve ayrıca bebek doğduktan sonra da aynı şekilde bebeğin tiroid bezinin fazla çalışma olasılığı vardır. Gebelikte tedavi edilmezse erken doğuma veya bebeğin büyümesinde gecikmeye de neden olabilir. Erken doğum, düşük riski ve doğum sonrası depresyon ve tiroid yetmezliği riski artmıştır.

Sigara içen annelerin sütlerinde iyot azalır ve çocukta tiroid yetmezliği gelişebilir. Bu nedenle emziren kadınlar sigara içmemelidir. Tiroid hormonları vücudun hemen her hücresinin işlevi için gereklidir ve ister diğer hormonların yapımı olsun, ister hücre büyümesi ve çoğalması olsun metabolizmanın normal işlemesi açısından vazgeçilmez hormonlardır. Ateşli hastalıklar, ağır hastalıklar, beslenme bozuklukları, stres gibi durumlarda vücut enerji tasarrufu yapmak zorundadır ve bunu kandaki tiroid hormonu seviyesini azaltarak yapar. Üreme çağında olan kadınlarda en sık görülen belirtiler adet düzensizliği şeklindedir. Gecikmeli adet görme veya uzun süreli adet görememe direkt hipotiroidiye bağlı olabileceği gibi, hipotiroidi neticesinde artan TRH hormonunun prolaktin hormonu salgısını uyarmasıyla ortaya çıkan hiperprolaktinemi neticesinde olabilir. Hipotiroidide hiçbir belirti görülmeyeceği gibi görülen belirti ve bulgular vücut metabolizmasının azalmasına bağlıdır ve hemen tüm organların işlevleri yavaşlamıştır. Bunun neticesinde kabızlık (bağırsak hareketlerinin yavaşlaması), soğuğa tahammülsüzlük ve vücut ısısının düşmesi (metabolizma yavaşlamasıyla ısı üretiminin azalması), zihinsel işlevlerin yavaşlaması (unutkanlık, uykuya eğilim, sakarlık, yavaş konuşma), kolay yorulma, nabzın yavaşlaması (kalbin az çalışmasına bağlı), kansızlık (kan üretiminin azalmasına bağlı), kan kolesterol seviyelerinin artması (kolesterolün az harcanmasına bağlı), su tutulumuna bağlı ödemler, su tutulumuna bağlı olarak bilek kanalından geçen sinirin sıkışmasına bağlı oluşan karpal tünel sendromu sık görülenler arasında yer alır. Muayene bulguları arasında kalp büyümesi, reflekslerin yavaşlaması, kas güçsüzlüğü, depresyon bulunabilir.

Hipertiroidide belirtiler hipotiroidi kadar sinsi değildir ve görülen belirti ve bulgular vücut metabolizmasının artmasına bağlıdır ve hemen tüm organların işlevleri hızlanmıştır. Bunun neticesinde ellerde titreme, sıcağa tahammülsüzlük, sinirlilik ve hassasiyet, kilo kaybı, aşırı terleme, nabzın hızlanması ve çarpıntı, ishal sık görülen belirtiler arasındadır. Menopoz döneminde nispeten sık görülen hipertiroidi bu dönemde zaten artmış olan kemik erimesi riskini daha da artırır.

Gebeliğin temel hormonlarından biri olan HCG yapısal olarak TSH hormonuna çok benzer ve HCG’nin aşırı arttığı gebeliklerde HCG, TSH gibi davranarak tiroid hormonu üretiminin normal sınırlar dışına çıkmasına neden olabilir. Gebelik döneminde bebeğin kendi tiroid hormonlarını kendi ürettiği ve TSH, T4 ve T3’ün ne anne tarafından bebeğe ne de bebek tarafından anneye geçebildiği kabul edilir. Yenidoğan tarama testlerinde TSH seviyesine bakılarak yaklaşık 4000’de bir görülen hipotiroidinin tanısının erken konması ve bebeğin beyinsel ve bedensel gelişimi olumsuz etkilenmeden tedavi edilmesi mümkündür. Gebelikte hipertiroidinin en sık görülen belirtileri gebelik ilerlemesine rağmen kilo alamama ve uykudan uyanınca ortaya çıkan nabız hızlanmasıdır. Yine hiperemezis (çok aşırı bulantı kusma) da ender de olsa hipertiroidiye bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Ağır hipotiroidi genellikle gebe kalmaya engel bir durum yaratır ve bu nedenle gebelik döneminde çok ender görülür.

Hipotiroidinin ağırlık derecesiyle ilgili olarak düşük riski, preeklampsive rahim içi gelişme geriliği gelişme riski artar. Tedavi yine sentetik tiroid hormonu ilaçları verilmesi ve hormon seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi şeklindedir. Ülkemiz guatr hastalığının sık görüldüğü bir bölgedir.Bu nedenle gebelerde hem diffüz hem de nodüllü guatr sık olarak görülmektedir. Hastalar gebe olduklarını öğrenince almakta oldukları tüm tedavileri kesme eğilimindedirler ve ne yazık ki levotiroksin (LT4) tedavisinin kesilmesi bazı hekimlerce de desteklenmektedir. Oysa ki tedavi mutlaka sürdürülmelidir,hatta tedavi dozlarının arttırılması gerekebilir. 6-8 haftada bir TSH izlemi ile gerekirse doz %25-50 oranında artırılmalıdır. Hipertiroidizmin gebelikte görülme sıklığı %0.05-0.2 ‘dir.

 

 

Tiroid bezinin kana çok hormon salgılaması, hipertiroidi şeklinde adlandırılır (zehirli guatr). Bu durumda zayıflama, kalbin hızlı atması (çarpıntı), sıcağa tahammülsüzlük, sıcak basmaları, ellerde titreme, gözlerde dışarı doğru şişlik ortaya çıkar. Gebelik sırasında hipertiroidi erken doğum, ölü doğum, düşük, bebekte gelişme geriliği, ve annede kalp yetmezliğine, tansiyon yüksekliğine neden olabilir. Bu nedenle hipertirodinin gebelik öncesinde kontrol altına alınması oldukça önemlidir.
Tiroidin az çalışması durumuna hipotiroidi denir. Bu geliştiğinde; gebede unutkanlık, halsizlik, deride kuruma, saçlarda dökülme, yorgunluk, uykuya eğilim ortaya çıkabilir. Hipotiroidi gebelerin % 0.05’inde görülür. Bu hastalarda düşük, bebeğin eşinin erken yerinden ayrılması, bebekte gelişim geriliği, erken doğum, doğum öncesi bebek kaybı ve bebekte sinir sisteminde bozukluk riski artmaktadır.

Bebek tiroid bezi gelişmeden önce (ilk 3 ay) anne yeterli düzeyde iyot almazsa bebekte zeka geriliği görülebilir. Tiroid bezi boyunun ön tarafında, adem elması dediğimiz çıkıntının hemen altında nefes borusunu at nalı şeklinde saran, yaklaşık 20gr olan bir salgı bezidir. Salgıladığı tiroid hormonları (T3 ve T4) tüm metabolizmayı etkiler Tiroid bezinin çalışmasını beyinin alt kısmında gözlerimizin hemen arkasında yeralan hipofiz bezinden salgılanan TSH (Tiroid uyarıcı hormon) tarafından kontrol edilir. İyot elementi tiroid bezi çalışması için son derece gereklidir.Beslenmeyle yetersiz alındığında tiroid hormonlarının salgılanması aksar.

Tiroit fonksiyonları normal, antikorları (anti Tg ve anti TPO) yüksek olan tiroiditli hamilelerde düşük oranı normale göre 3-5 kat daha fazladır. Bunun sebebi tam olarak bilinmemektedir.

Antikorları müsbet olan hastalarda tiroit fonksiyonları yani T3 ve T4 seviyesi normal olsa bile birçok hamilede hamilelik süresince tiroit fonksiyonlarında giderek bir bozulma görülür. Tedavi edilmeyen hamilelerin bazılarında doğuma yakın serbest T4 seviyesinde düşme görülür. Bu hastalarda TSH ve anti TPO seviyeleri hamilelikten önce belirli bir düzeyde ise (TSH seviyesi >2, AntiTPO >1250) doğumdan önce hipotiroidi gelişir. Bu hastalar yakından takip edilerek tedavi edilir ve böylece hem annede hem de çocukta hipotiroidinin istenmeyen kötü etkileri önlenmiş olur.

Genç kadınlarda gebe kaldıkları sırada guatrları mevcutsa bu tedavi guatrlarının büyümesini engelleyemez. Bu yüzden de bu hastalar da tiroid hormonu preparatları kullanılmalıdır. Bu tedavinin çocuğa hiçbir yan etkisi ve zararı yoktur. Çünkü tiroid hormonları plasentadan geçemez.

Sonuç olarak guatrsız gebelerde mutlaka iyot tedavisi uygulanmalı, guatrlı gebelerde ise buna ek olarak tiroid hormon tedavisi de uygulanmalıdır. Bu tedavi çocuğa zarar yerine fayda getirir. Eğer tedavi uygulanmazsa çocukta guatr gelişme riski yüksektir.

Belirgin hipotiroidisi olan kadınlar nadiren gebe kalabilirler. Kısırlık nedenleri içinde önemli bir yer alır. Gebe kaldıkları taktirde de önceden gördükleri tiroid hormon tedavilerine devam edilir. Gebelik esnasında hipotiroidizm oluşursa da hormon tedavisine başlanılır. Hipotiroidili gebe kadınlar gebelikleri sürece tedavi görmezlerse erken doğum , düşük vs. istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilirler. Bu hormon tedavisi ile bu olaylar minimal gözlenir. Bu tedavinin de çocuklar üzerine hiçbir zararlı etkisi yoktur. Aksine faydaları çoktur.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İnfertilite

İçerik Güncelleniyor...…

Devamını Oku
Tüp Bebek ve Bağışıklık

İnsan vücudu hastalıklardan gelen saldırılara karşı kendi doğal savunma sistemine sah…

Devamını Oku
Obezite

İçerik Güncelleniyor...…

Devamını Oku